Balın Etkinliği Tıbbi Tedavilerdeki Yeri

  • Home
  • Balın Etkinliği Tıbbi Tedavilerdeki Yeri
Balın Etkinliği Tıbbi Tedavilerdeki Yeri

Bal, arıların ( Apis mellifera ) doğal bir ürünüdür ve antimikrobiyal, anti-inflamatuar, antioksidan ve yara iyileştirici özellikleri nedeniyle yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanılmaktadır.Hidrojen peroksit, fenolik bileşikler ve metilglioksal (MGO) gibi temel aktif bileşenler, balın biyolojik aktivitelerindeki rolleri bağlamında tartışılmaktadır. İnceleme ayrıca balın klinik uygulamalarını, özellikle Manuka balı ve benzersiz tıbbi faydalarına odaklanarak vurgulamaktadır.

Giriş

Bal, bal arıları tarafından çiçeklerin nektarından üretilen karmaşık bir doğal maddedir. Çeşitli kültürlerde tıbbi özellikleri nedeniyle değerli görülmüştür ve kullanımı eski Mısır, Yunanistan ve Çin’e kadar uzanmaktadır. Modern bilimsel çalışmalar bu geleneksel iddiaların çoğunu doğrulamış ve balın enfeksiyonlarla savaşma, yara iyileşmesini artırma ve kronik hastalıkların semptomlarını hafifletme potansiyelini ortaya koymuştur.

Balın tedavi edici özellikleri, zengin şeker, enzim, fenolik asit, flavonoid, vitamin ve mineral bileşimine atfedilir. Balın türü ve kaynağı, kimyasal bileşimini ve biyoaktivitesini önemli ölçüde etkiler. Yeni Zelanda’daki Leptospermum scoparium bitkisinden elde edilen Manuka balı, benzersiz peroksit olmayan antimikrobiyal aktivitesi nedeniyle özel ilgi görmüştür.

Balın Bileşimi

Balın biyolojik aktiviteleri kimyasal bileşimiyle yakından bağlantılıdır ve şunları içerir:

  1. Şekerler :
    • Balın büyük bir kısmı fruktoz (~%38) ve glikozdan (~%31) oluşur ve bunlar enerji sağlar ve mikrobiyal büyümeyi engelleyen yüksek ozmolaritesine katkıda bulunur.
  2. Hidrojen Peroksit :
    • Glikoz oksidazın enzimatik etkisiyle üretilen hidrojen peroksit, çoğu bal çeşidinin başlıca antimikrobiyal bileşenidir.
  3. Metilglioksal (MGO) :
    • Manuka balında ağırlıklı olarak bulunan MGO, güçlü antimikrobiyal aktiviteden sorumlu olan eşsiz bir bileşiktir.
  4. Fenolik Bileşikler ve Flavonoidler :
    • Bu bileşikler güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler gösterir. Örnekler arasında kuersetin, kaempferol ve gallik asit bulunur.
  5. Enzimler :
    • Balın içeriğinde biyoaktivitesine katkıda bulunan katalaz, glikoz oksidaz ve invertaz gibi enzimler bulunmaktadır.

Tedavi edici Uygulamalar

  1. Antimikrobiyal Aktivite
    • Bal, bakterilere, mantarlara ve virüslere karşı geniş spektrumlu antimikrobiyal etkiler gösterir. Hidrojen peroksit, düşük pH, yüksek şeker konsantrasyonu ve biyoaktif bileşiklerin birleşik etkileri, Staphylococcus aureus , Escherichia coli ve Candida albicans gibi patojenlerin büyümesini engeller .
    • Manuka balının, metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) da dahil olmak üzere antibiyotik dirençli bakterilere karşı etkili olduğu gösterilmiştir .
  2. Yara iyileşmesi
    • Bal, doku rejenerasyonunu destekleyerek, iltihabı azaltarak ve enfeksiyonu önleyerek yara iyileşmesini hızlandırır. İyileşmeye elverişli nemli bir ortam sağlar ve şu durumlarda başarıyla kullanılmıştır:
      • Kronik yaralar (örneğin diyabetik ülserler)
      • Yanıklar
      • Cerrahi yaralar
    • Balın ozmotik etkisi lenfleri çekerek, besin maddelerini sağlar ve iyileşme sürecini hızlandırır.
  3. Anti-inflamatuar Özellikler
    • Bal, TNF-α, IL-6 ve IL-1β gibi proinflamatuar sitokinlerin ekspresyonunu azaltır. Bu, artrit ve inflamatuar bağırsak hastalığı gibi inflamasyon içeren durumların yönetiminde etkili olmasını sağlar.
  4. Antioksidan Etkileri
    • Baldaki fenolik ve flavonoid bileşikler serbest radikalleri temizleyerek oksidatif stresi azaltır. Bu özellik özellikle kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi kronik hastalıkların önlenmesinde faydalıdır.
  5. Öksürük ve Boğaz Ağrısı Rahatlatma
    • Bal, öksürük ve boğaz ağrısı için iyi bilinen bir çaredir. Klinik çalışmalar, balın çocuklarda ve yetişkinlerde semptomları azaltmada reçetesiz satılan öksürük kesiciler kadar etkili olduğunu, hatta daha da etkili olduğunu göstermektedir.
  6. Gastrointestinal Sağlık
    • Balın prebiyotik etkiler gösterdiği ve faydalı bağırsak mikrobiyotasının büyümesini desteklediği gösterilmiştir. Ayrıca, mide ülserleriyle ilişkili olan Helicobacter pylori enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkiler de göstermektedir.
  7. Diyabet Yönetimi
    • Bal şeker açısından zengin olmasına rağmen, çalışmalar ölçülü tüketildiğinde glisemik kontrolü iyileştirebileceğini öne sürüyor. Bal, diyabet hastalarında insülin duyarlılığını artırır ve oksidatif stres belirteçlerini azaltır.

Etki Mekanizmaları

  1. Antimikrobiyal Mekanizma
    • Hidrojen peroksit, MGO, düşük pH ve ozmotik basıncın sinerjik etkisi mikrobiyal üreme için elverişsiz bir ortam yaratır.
    • Fenolik bileşikler mikrobiyal hücre duvarlarını bozar ve patojenlerde DNA replikasyonuna müdahale eder.
  2. Yara İyileşme Mekanizması
    • Bal, inflamasyon yanıtını düzenler, anjiyogenezisi uyarır ve fibroblast aktivitesini destekleyerek daha hızlı doku onarımını kolaylaştırır.
    • Antioksidan özelliği sayesinde yara bölgesindeki oksidatif hasarı azaltır.
  3. Bağışıklık Modülasyonu
    • Bal, makrofajlar ve lenfositler de dahil olmak üzere bağışıklık hücrelerinin üretimini uyararak vücudun savunma mekanizmalarını güçlendirir.

Klinik Kanıtlar

  1. Kronik Yaralar ve Ülserler
    • Randomize kontrollü çalışmaların (RCT) sistematik bir incelemesi, bal pansumanlarının kronik yaralar ve ülserlerin iyileşme süresini geleneksel tedavilere kıyasla önemli ölçüde azalttığını buldu.
  2. Öksürük giderici
    • Pediatrics dergisinde yayımlanan bir araştırma, balın üst solunum yolu enfeksiyonu olan çocuklarda gece öksürüğünü hafifletmede dekstrometorfandan daha etkili olduğunu ortaya koydu.
  3. Antibakteriyel Etkinlik
    • Laboratuvar çalışmaları, Manuka balının antibiyotiklere dirençli bakteri türlerinde biyofilm oluşumunu engellediğini doğrulayarak, antibiyotiklere ek olarak kullanılabilme potansiyeli olduğunu ortaya koymaktadır.

Sınırlamalar ve Zorluklar

  1. Standardizasyon Sorunları
    • Balın bileşimi ve biyoaktivitesi, çiçek kaynağına, coğrafi kökene ve işleme yöntemlerine bağlı olarak büyük ölçüde değiştiğinden, standardizasyonu zorlaştırmaktadır.
  2. Alerjik Reaksiyonlar
    • Özellikle polen veya arı zehri alerjisi olan kişilerde bala karşı alerjik reaksiyonların nadir görüldüğü bildirilmiştir.
  3. Sınırlı Büyük Ölçekli Klinik Denemeler
    • Balın küçük ölçekli çalışmalarda umut verici sonuçlar verdiği görülse de, terapötik uygulamalarını doğrulamak için daha kapsamlı klinik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Sonuç

Bal, antimikrobiyal aktiviteden yara iyileşmesine ve bağışıklık modülasyonuna kadar uzanan geniş bir yelpazede terapötik uygulamalara sahip güçlü bir doğal ilaçtır. Biyoaktif bileşenleri, özellikle hidrojen peroksit, MGO ve fenolik bileşikler, etkinliğinin merkezinde yer alır. Standardizasyon ve büyük ölçekli doğrulamada zorluklar devam ederken, bal hem geleneksel hem de modern tıpta umut vadeden bir alternatif ve yardımcı maddeyi temsil eder.

Balın ve propolisin  alerjik rinitte kullanımı ile çalışmalar ??

Anadolu propolisi içeren tuzlu su çözeltileri ile beraber üretilen sosyal medya  ortamında çokça reklamı yapılan  ünlü yüzlerin reklamını yaptığı alerjik rinit spreyi ile ilgili olarak yapılmış klinik çalışma sonuçlarına göre ;

Çalışma alerjik rinit semptomlarına benzer şikayeti olan hastalarda yapılmış alerii testleri hakkında bilgi verilmemiş  dolayısıyla doğrulanmaya muhtaçtır. Aynı zamanda çalışma ilaçlara destek tedavi olarak kullanabileceği ama daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğu şeklinde sonuçlandırılmıştır. Destek tedavi olarak denenebilir.

Burada özellikle alerjik hastaların Özelliklede polen veya arı zehri alerjisi olan kişilerde bala karşı alerjik reaksiyonların nadir görüldüğü bildirilmiştir dikkatli olmasında yarar vardır.

Leave a comment