Alerjik Konjonktivit

Alerjik Konjonktivit

Alerjik konjonktivit, gözün dış yüzeyini kaplayan konjonktiva adlı zarın alerjenlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu gelişen bir göz alerjisi türüdür. Alerjik konjonktivit genellikle polen, ev tozu akarları, hayvan tüyü, küf sporları gibi çevresel alerjenlerle temas sonrası ortaya çıkar.

İçindekiler

İletişim Formu

    Belirtileri:

    • Gözlerde kaşıntı (en belirgin semptom)
    • Kızarıklık
    • Sulama (yaşarma)
    • Gözlerde yanma hissi
    • Şişlik (göz kapaklarında hafif şişlik olabilir)
    • Işığa hassasiyet (fotofobi)

    Bu belirtiler genellikle her iki gözü birden etkiler ve mevsimsel ya da yıl boyunca devam edebilir.

    Türleri:

    1. Mevsimsel Alerjik Konjonktivit (MAK):
      • En yaygın formudur.
      • Bahar ve yaz aylarında polenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
      • Saman nezlesi (alerjik rinit) ile birlikte görülebilir.
    2. Perennial (Yıl Boyu Süren) Alerjik Konjonktivit:
      • Ev tozu akarları, küf mantarları, hayvan tüyleri gibi alerjenlerle tetiklenir.
      • Mevsimden bağımsız olarak yıl boyunca devam edebilir.
    3. Dev Papiller Konjonktivit:
      • Genellikle kontakt lens kullanımı veya göz protezlerine bağlı gelişir.
      • Göz kapaklarının iç yüzeyinde büyük papiller (nodüller) oluşabilir.
    4. Atopik Keratokonjonktivit:
      • Atopik dermatiti (egzama) olan bireylerde görülür.
      • Şiddetli vakalarda korneayı etkileyerek görmeyi tehdit edebilir.
    5. Vernal Keratokonjonktivit:
      • Çocukluk çağında, özellikle erkek çocuklarda sık görülür.
      • Şiddetli göz kaşıntısı, ışığa hassasiyet ve mukoid göz akıntısı ile karakterizedir.
      • Genellikle sıcak iklimlerde daha yaygındır.

    Tedavi Yöntemleri:

    • Alerjenden kaçınma (Polen mevsiminde dışarıda güneş gözlüğü kullanmak, evde HEPA filtreli hava temizleyiciler kullanmak vb.)
    • Soğuk kompres uygulamak (Gözlerdeki kaşıntı ve şişliği azaltmak için)
    • Yapay gözyaşı damlaları (Gözleri yıkayarak alerjenleri uzaklaştırır)
    • Antihistaminik göz damlaları (Kaşıntıyı ve kızarıklığı azaltır)
    • Mast hücre stabilizatörleri (Sodyum kromoglikat gibi ilaçlar alerjik reaksiyonu önler)
    • Steroid göz damlaları (Şiddetli vakalarda, doktor kontrolünde kullanılır)
    • İmmünoterapi (Alerji Aşısı): Bazı hastalarda uzun vadeli çözüm sağlayabilir.

    Alerjik konjonktivit, genellikle kalıcı bir hasara neden olmaz ancak kontrol altına alınmazsa ciddi rahatsızlık verebilir. Semptomlarınız sık sık tekrarlıyorsa bir göz doktoruna veya alerji uzmanına başvurmanız önerilir.

    Alerjik Konjonktivit Tanısında Yapılan Testler:

    Alerjik konjonktivit tanısı genellikle klinik belirtilere ve hastanın öyküsüne dayanarak konur. Ancak, alerjeni belirlemek ve ayırıcı tanıyı yapmak için çeşitli testler uygulanabilir:

    1. Klinik Değerlendirme

    • Hastanın şikayetleri dinlenir (kaşıntı, kızarıklık, sulanma, ışığa hassasiyet vb.).
    • Mevsimsel mi, yıl boyu süren mi, kontakt lens kullanımı ile ilişkili mi? gibi bilgiler alınır.
    • Göz muayenesi yapılır: Göz kapakları, konjonktiva ve kornea incelenir.
    1. Alerji Testleri

    Alerjik konjonktivitin altında yatan spesifik alerjeni belirlemek için şu testler yapılabilir:

    1. a) Deri Prick Testi (SPT)

    • Hızlı ve duyarlı bir testtir.
    • Cilt yüzeyine az miktarda alerjen damlatılır ve küçük bir çizik atılarak deri reaksiyonu gözlemlenir.
    • Polenler, ev tozu akarları, küf mantarları, hayvan tüyleri gibi alerjenler test edilir.

    Avantajları:

    • Hızlı sonuç (15-20 dakika içinde)
    • Yüksek duyarlılık

    ⚠️ Sınırlamaları:

    • Cilt reaksiyonunu etkileyebilecek ilaçlar (antihistaminikler, kortikosteroidler) kullanılıyorsa test güvenilir olmayabilir.
    • Göz alerjisi olan bazı kişilerde test negatif çıkabilir, çünkü göz alerjisi bazen lokal bir reaksiyon olup, sistemik IgE seviyeleri düşük olabilir.
    1. b) Spesifik IgE Kan Testi (ALEX-2, ImmunoCAP vb.)

    • Kanda spesifik IgE antikorlarının varlığı ölçülür.
    • ALEX-2 gibi multiplex bileşene dayalı testler birden fazla alerjeni aynı anda tarayabilir.

    Avantajları:

    • Deri testine uygun olmayan hastalarda (cilt hastalıkları, antihistaminik kullananlar) kullanılabilir.
    • Geniş alerjen panelleri ile değerlendirme yapılabilir.

    ⚠️ Sınırlamaları:

    • Bazı göz alerjisi hastalarında spesifik IgE düşük veya negatif çıkabilir.
    • Kan testleri daha az duyarlı olabilir, özellikle lokalize göz alerjilerinde.
    1. Göz ile İlgili Özel Testler

    Bu testler özellikle atopik keratokonjonktivit ve vernal keratokonjonktivit gibi daha ciddi göz alerjilerinde kullanılır.

    1. a) Gözyaşı Eozinofil Testi

    • Gözyaşı örneği alınarak eozinofil (alerjiye bağlı beyaz kan hücreleri) varlığı incelenir.
    • Alerjik konjonktivitte gözyaşında eozinofil artışı olur.
    • Non-alerjik konjonktivitlerden ayrım yapmak için faydalıdır.
    1. b) Konjonktival Provokasyon Testi (CPT)

    • Şüpheli alerjen, göz konjonktivasına uygulanır ve reaksiyon izlenir.
    • Alerji testleri negatif çıkan ancak klinik olarak alerjik konjonktivit düşünülen hastalarda kullanılabilir.

    Deri Testleri ve Kan Testleri Neden Negatif Çıkabilir?

    Evet, bazı göz alerjisi hastalarında deri testleri ve kanda spesifik IgE testleri negatif çıkabilir. Bunun nedenleri şunlardır:

    1. Lokal İmmün Yanıt:
      • Göz alerjisi bazen sadece lokal IgE üretimiyle sınırlı kalabilir ve sistemik IgE seviyeleri normal olabilir.
      • Bu nedenle deri testi veya kanda spesifik IgE ölçümleri negatif olabilir.
    2. Hassasiyet Düzeyinin Düşük Olması:
      • Bazı hastalar çok düşük seviyelerde alerjene duyarlı olabilir, bu nedenle testlerde tespit edilemeyebilir.
    3. Yanlış Negatif Sonuçlar:
      • Testin zamanlaması önemlidir. Örneğin, alerjenle temasın olmadığı dönemlerde yapılan testler negatif çıkabilir.
      • Deri testini etkileyen ilaçlar (antihistaminikler, steroidler) kullanılıyorsa yanıltıcı olabilir.
    4. Alerjik Konjonktivitin Non-IgE Mekanizmasına Bağlı Olması:
      • Bazı vakalar IgE aracılı değil, hücre aracılı immün yanıt ile gelişebilir.
      • Bu durumda klasik alerji testleri negatif çıkabilir.

    Sonuç:

    • Negatif deri testi veya kan testi, hastanın göz alerjisi olmadığı anlamına gelmez!
    • Klinik belirtiler güçlü ise, tanıyı desteklemek için gözyaşı eozinofil testi veya provokasyon testleri gibi ek testler gerekebilir.
    • Alerjen saptanamazsa, ampirik tedavi ile hastanın yanıtı gözlemlenebilir.

    Bu tür durumlarda bir göz doktoru ve alerji uzmanının ortak değerlendirmesi önemlidir.

    Alerjik konjonktivit için önerilen konjonktival alerjen zorlama testi (Conjunctival Allergen Challenge – CAC)  nasıl yapılır  nedir?

    Önemli noktalar

    • CAC’nin amacı, göz yüzeyinin bir alerjene verdiği reaksiyonu kontrollü bir şekilde yeniden üretmektir.
    • Testin değerlendirilmesi Toplam Oküler Semptom Skoru (Total Ocular Symptom Score – TOSS) üzerinden yapılır.
    • TOSS, kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve kemozis (göz dokularının şişmesi) belirtilerini içerir.
    • Pozitif kabul edilme kriterleri:
      • Kızarıklık + kaşıntı toplamda ≥ 2 puan olursa
      • Dört belirti toplamı ≥ 5 puan olursa
    • Testin uygulaması:
      • Hastaya artan konsantrasyonlarda alerjen uygulanır.
      • Hastanın göz reaksiyonları gözlemlenir.

    Bu test, alerjik konjonktivit teşhisinde kullanılır ve belirtilerin alerjenle doğrudan ilişkisini doğrulamak için uygulanır.

    1. Hasta Seçimi ve Ön Hazırlık

    • Hasta öyküsü alınarak semptomların alerjik olup olmadığı değerlendirilir.
    • Topikal ve sistemik antihistaminikler ve diğer alerji ilaçları belirli bir süre öncesinden kesilir (ilaç yıkama süresi uygulanır).
    • Test ortamı acil müdahale ekipmanlarının bulunduğu bir klinik ortam olmalıdır.
    1. Testin Uygulanışı

    • Başlangıç değerlendirmesi yapılır (hastanın gözlerinde önceden var olan kızarıklık, kaşıntı veya sulanma kontrol edilir).
    • Alerjen solüsyonu, bir gözün konjonktivasına (alt göz kapağının iç yüzeyine) damlatılır.
    • Dozaj uygulaması:
      • İlk olarak düşük konsantrasyon alerjen damlatılır.
      • Semptom gelişmezse artan konsantrasyonlarla uygulama yapılır.
      • Alerjik reaksiyon tespit edilene kadar ilerlenir veya belirli bir maksimum konsantrasyona ulaşılır.
    1. Semptom Değerlendirme

    • Toplam Oküler Semptom Skoru (TOSS) kullanılır:
      • Kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve kemozis (göz dokularının şişmesi) değerlendirilir.
      • Pozitif Test Kriterleri:
        • Kızarıklık + kaşıntı toplamda ≥ 2 puan
        • Dört belirti toplamı ≥ 5 puan
    • Test, semptomlar ortaya çıktığında sonlandırılır.
    1. Sonuç Değerlendirme ve Güvenlik Önlemleri

    • Pozitif test sonucu alerjik konjonktiviti doğrular.
    • Negatif test, hastanın belirtilerinin alerjenle doğrudan ilişkili olmadığını gösterir.
    • Güvenlik önlemi: Ciddi reaksiyon gelişirse antihistaminik, kortikosteroid veya göz yıkama işlemi yapılır.

    CAC protokolü, alerjik konjonktivit tanısında oldukça hassas bir yöntemdir ve uygun klinik şartlarda uygulanmalıdır.

    CAC uygulamalarında kullanılan standart dozaj protokolleri şu şekildedir:

    Genel Olarak Kullanılan CAC Doz Protokolü

    1. Başlangıç Konsantrasyonu:
      • 1:1,000,000 (10⁻⁶ g/mL) veya 0.1 BU/mL
    2. Artan Konsantrasyonlar:
      • 1:100,000 (10⁻⁵ g/mL) veya 1 BU/mL
      • 1:10,000 (10⁻⁴ g/mL) veya 10 BU/mL
      • 1:1,000 (10⁻³ g/mL) veya 100 BU/mL
      • Maksimum 1:100 (10⁻² g/mL) veya 1,000 BU/mL seviyesine kadar çıkılabilir.

    Doz Artışı ve Test Süreci

    • Düşük konsantrasyondan başlanarak belirli aralıklarla (örneğin 10-15 dakika) artırılır.
    • Semptomlar ortaya çıktığında test durdurulur ve en düşük semptom oluşturan doz “reaktivite dozu” olarak kabul edilir.

    Avrupa Alerji ve Klinik İmmünoloji Akademisi (EAACI) ve diğer kılavuzlar yukarıdaki doz şemasını öneriyor. Eğer spesifik bir dozaj bilgisi arıyorsanız, CAC ile ilgili ek kaynaklara bakılabilir.

    Konjonktival Alerjen Provokasyon Testi (CAPT) Protokolü

    2016 tarihli Fauquert ve arkadaşlarının çalışmasında Konjonktival Alerjen Provokasyon Testi (CAPT) ile ilgili detaylı bir protokol sunulmuştur​.

    1. Testin Amacı ve Endikasyonları

    CAPT, alerjik konjonktiviti tetikleyen spesifik alerjenleri belirlemek için kullanılan bir testtir. Mevsimsel, akut ve pereniyal alerjik konjonktivit durumlarında uygulanır.

    1. Test Öncesi Hazırlık

    • Hasta seçimi: Test öncesinde hasta öyküsü ve alerjen duyarlılığı değerlendirilmelidir.
    • İlaç kesme süresi:
      • Lokal antihistaminikler: 2 gün
      • Sistemik antihistaminikler: 1 hafta
      • Kortikosteroidler: 2 hafta
      • NSAID’ler: 1 hafta
    • Testin yapılandırılması:
      • Hasta tamamen asemptomatik olmalıdır.
      • Göz yüzeyi muayenesi yapılmalıdır.
      • Astım gibi ciddi sistemik hastalıklar testin kontrendikasyonudur.
      • Acil müdahale ekipmanları hazır bulundurulmalıdır.
    1. Testin Uygulanışı

    • Düşük dozdan başlayarak artan konsantrasyonlarla alerjen solüsyonu uygulanır.
    • Alerjen damlatma işlemi:
      • Alt konjonktival keseye 20–40 µL alerjen solüsyonu damlatılır.
      • Sol göz kontrol amacıyla sadece serum fizyolojik ile test edilir.
      • Nazolakrimal kanal kapatılabilir (sistemik reaksiyon riskini azaltmak için).
      • İlk semptomlar görülene kadar doz artırılır veya maksimum doza ulaşılır.
    1. Testin Değerlendirilmesi (Pozitiflik Kriterleri)

    • Total Oküler Semptom Skoru (TOSS) kullanılır:
      • Kaşıntı (I): 0-4 puan
      • Kızarıklık (R): 0-3 puan
      • Sulama (T): 0-3 puan
      • Kemozis (C): 0-3 puan
      • TOSS ≥ 5 olursa test pozitif kabul edilir.
    1. Test Sonrası Değerlendirme ve Güvenlik Önlemleri

    • Göz yıkama, soğuk kompres ve topikal antihistaminikler uygulanabilir.
    • Pozitif CAPT sonrası hasta 2 saat klinikte gözlemlenir.
    • Geç reaksiyonlar (24 saat içinde) takip edilmelidir.

    Bu protokol, EAACI (European Academy of Allergy and Clinical Immunology) tarafından önerilen en güncel uygulama kılavuzlarından biridir ve alerjik konjonktivitin tanısında oldukça değerlidir​.

    Konjonktival Alerjen Provokasyon Testi (CAPT) için testin değerlendirilmesinde kullanılan Total Oküler Semptom Skoru (TOSS) gibi objektif ve subjektif kriterleri içeren bir değerlendirme anketi bulunmaktadır​.

    Testin Değerlendirilmesi: TOSS ve Semptom Skorlama Sistemi

    Testin pozitif olup olmadığını belirlemek için semptomlar subjektif (hastanın hissettiği) ve objektif (hekimin gözlemlediği) kriterlere göre değerlendirilmesi

    1. Total Oküler Semptom Skoru (TOSS) Değerlendirme Tablosu

    Semptom Skor 0 Skor 1 Skor 2 Skor 3 Skor 4
    Kaşıntı (I) Yok Aralıklı kaşıntı Sürekli hissedilen ama ovalama isteği olmayan kaşıntı Sürekli ve ovalama isteği olan kaşıntı Şiddetli kaşıntı, hasta gözünü ovalamadan duramıyor
    Kızarıklık (R) Yok Sınırlı kızarıklık (bazı bölgelerde) Daha belirgin ve yaygın kızarıklık Tüm konjonktiva yaygın kızarmış
    Sulama (T) Yok Hafif nemlilik Ara sıra gözyaşı dökülmesi, burun çekme ihtiyacı Yoğun gözyaşı akışı, gözyaşları yanaktan akıyor
    Kemozis (C) (Konjonktivanın şişmesi) Yok Sadece biyomikroskopta görülebilen hafif şişlik Görsel olarak fark edilebilen belirgin şişlik Balon gibi şişmiş konjonktiva

    📌 Testin Pozitifliği:

    • TOSS ≥ 5 ise test pozitif kabul edilir.
    • Daha düşük skorlar için doz artırılarak test tekrar edilir.
    1. Alternatif Değerlendirme: Sadece Kaşıntı Skoru Kullanımı

    Bazı kliniklerde sadece kaşıntı skoru (0-4) kullanılarak hızlı değerlendirme yapılır:

    • Skor ≥ 2 ise test pozitif kabul edilir.
    • Daha fazla doğruluk için TOSS önerilir.
    1. Fotoğraf Tabanlı Değerlendirme ve Dijital Ölçümler

    • Kızarıklık değerlendirmesi için standartlaştırılmış fotoğraf skalaları kullanılabilir.
    • Dijital analiz sistemleri, konjonktival damarlanma ve kızarıklık seviyelerini ölçmek için kullanılabilir.
    1. Ek Testler: Nazal Semptom Skoru ve Gözyaşı Biyokimyası

    • Bazı hastalarda nazal semptomlar (burun akıntısı, hapşırık, tıkanıklık vb.) da değerlendirilir.
    • Gözyaşında histamin ve eozinofil katyonik protein (ECP) seviyeleri incelenerek geç faz reaksiyonu doğrulanabilir.

    Bu değerlendirme yöntemleri, alerjik konjonktiviti doğrulamak için standartlaştırılmış, güvenilir ve tekrarlanabilir bir yöntem sunar. Özellikle çoklu duyarlılığı olan hastalarda veya şüpheli vakalarda kesin tanı koymada yardımcı olur.

    1. Gözyaşında Spesifik IgE Testi Yapılabilir mi?

    Evet, gözyaşında spesifik IgE (sIgE) ölçümü yapılabilir ve lokal alerjik yanıtı değerlendirmek için kullanılabilir.

    📌 Nasıl Yapılır?

    • Gözyaşı Örneği Alımı:
      • Mikropipet veya Schirmer testi kağıdı kullanılarak gözyaşı toplanır.
      • Gözyaşı santrifüj edilerek partiküller ayrıştırılır.
    • Laboratuvar Analizi:
      • Enzim Bağlı İmmunosorbent Testi (ELISA) veya
      • Kemilüminesan immünoassay (ImmunoCAP gibi yöntemler) ile sIgE ölçülür.
    • Sonuçlar:
      • Yüksek sIgE varlığı, lokal alerjik yanıt olduğunu gösterir.
      • Sadece serum sIgE pozitifliği olmadan gözyaşında sIgE bulunması, lokal alerjik konjonktiviti (LAC) düşündürür.

    📌 Avantajları:

    • İnvaziv değildir (kan alımına gerek yoktur).
    • Lokal alerji tanısı koymada yardımcıdır (serum IgE negatif olabilir ancak gözyaşında pozitif çıkabilir).
    • Özellikle non-atopik hastalarda veya disparite olan vakalarda kullanışlıdır.

    📌 Kullanım Alanları:

    • Mevsimsel veya pereniyal alerjik konjonktivit tanısı
    • Spesifik alerjen duyarlılığını belirleme (örn. polen, akar, küf, hayvan tüyü)
    • Alerji tedavisinin takibi (örneğin immünoterapinin etkinliğini değerlendirme)
    1. Alerjen Çözeltileri ve Kullanımı (Konjonktival Provokasyon Testinde Kullanılan Alerjenler)

    📌 Test İçin Kullanılan Alerjen Çözeltileri:

    • Doğrudan ticari alerjen özleri (standartize edilmiş solüsyonlar) kullanılır.
    • En sık test edilen alerjenler:
      • Polenler (çimen, ağaç, yabani otlar)
      • Ev tozu akarları (Dermatophagoides pteronyssinus, D. farinae)
      • Küf mantarları
      • Hayvan epiteli ve tüyleri (kedi, köpek)
      • Lateks ve nadir mesleki alerjenler

    📌 Solüsyonların Hazırlanması ve Kullanımı:

    • Alerjenler steril serum fizyolojik veya özel dilüsyon çözeltileri ile seyreltilir.
    • Artan dozlarla uygulanır:
      • 1:1,000,000 (10⁻⁶ g/mL) → 1:100,000 (10⁻⁵ g/mL) → 1:10,000 (10⁻⁴ g/mL) → 1:1,000 (10⁻³ g/mL)
      • Semptom gelişmezse doz artırılır.

    📌 Uygulama Şekli:

    1. Düşük dozdan başlanarak gözün alt konjonktival kesesine 20-40 µL solüsyon damlatılır.
    2. 15 dakika beklenir, semptom olup olmadığı kontrol edilir.
    3. Semptom görülmezse doz artırılarak tekrar damlatılır.
    4. Pozitif yanıt alındığında test durdurulur.

    📌 Pozitif Yanıt Kriterleri:

    • Kaşıntı, kızarıklık, sulanma veya kemozis (şişlik) ≥ 5 puan (TOSS skoruna göre)
    • Gözyaşında histamin veya ECP seviyelerinde artış

    Sonuç

    • Gözyaşında spesifik IgE ölçümü, lokal alerjik konjonktivit (LAC) teşhisinde önemlidir ve ELISA gibi yöntemlerle yapılır.
    • Konjonktival provokasyon testinde kullanılan alerjen solüsyonları seyreltilmiş ve standardize edilmiştir.
    • Alerjen dozu semptom gelişene kadar artırılır ve TOSS skoru ile değerlendirilir.

    Gözyaşı Örneği Alımı ve Laboratuvar İşlemleri (Santrifüj, Analiz)

    Gözyaşı spesifik IgE (sIgE) ölçümü, alerjik konjonktivitin tanısı ve lokal alerjik yanıtı değerlendirmek için kullanılan non-invaziv bir yöntemdir. Ancak doğru sonuç alabilmek için gözyaşı toplama, saklama ve analiz aşamaları dikkatli bir şekilde yürütülmelidir.

    1. Gözyaşı Örneği Alımı

    Gözyaşı örnekleme yöntemleri, kullanılan testin hassasiyetine göre değişebilir. En yaygın kullanılan dört farklı yöntem vardır:

    1. a) Kapiller Mikropipet ile Toplama (En Hassas Yöntem)

    📌 Protokol:

    1. Hastaya 5 dakika boyunca gözlerini kırpmaması söylenir.
    2. 0.5–1 µL’lik cam veya plastik kapiller mikropipet kullanılarak alt göz kapağının iç kısmında (forniks) biriken gözyaşı nazikçe çekilir.
    3. Bir mikrotüp içerisine transfer edilir ve anında soğutulur.
    4. Analiz öncesi -80°C’de saklanabilir veya kısa süreli kullanım için +4°C’de 24 saat tutulabilir.

    📌 Avantajları:

    • Çok düşük hacimlerde bile yüksek duyarlılık sağlar.
    • sIgE, histamin, prostaglandin ve sitokin analizleri için uygundur.
    1. b) Schirmer Testi Kağıdı ile Toplama (Klinik Pratikte Yaygın)

    📌 Protokol:

    1. Schirmer kağıdı (steril filtre kağıdı, 5×35 mm) alt göz kapağının dış 1/3’lük kısmına yerleştirilir.
    2. Hasta gözünü 5 dakika boyunca kapalı tutar.
    3. Kağıt üzerindeki gözyaşı emilir ve 10 mm’den fazla ıslanma olursa yeterli örnek kabul edilir.
    4. Kağıt, steril bir tüp içinde saklanarak laboratuvara gönderilir.

    📌 Avantajları:

    • Toplama kolaydır.
    • Uygulama sırasında kontaminasyon riski düşüktür.

    📌 Dezavantajları:

    • Protein kaybına neden olabilir (Schirmer kağıdı proteinleri absorbe edebilir).
    • Küçük hacimli gözyaşı örneklerinde yeterli miktarda sIgE veya sitokin elde etmek zor olabilir.
    1. c) Dacron veya Mikrofiber Sünger Kullanımı (Araştırmalarda Kullanılır)

    📌 Protokol:

    1. Steril dacron veya mikrofiber sünger, alt göz kapağına hafifçe temas ettirilir.
    2. Gözyaşı, süngere emildikten sonra steril tüp içine yerleştirilir.
    3. Laboratuvarda, sünger santrifüj ile sıkılarak gözyaşı sıvısı elde edilir.

    📌 Avantajları:

    • Düşük gözyaşı hacmi olan hastalarda kullanılabilir.

    📌 Dezavantajları:

    • Örnek kaybı olabilir.
    • Ekstra santrifüj işlemi gerektirir.
    1. d) Pipet ile Direkt Toplama (Göz Kırpma Uyarımı ile)

    📌 Protokol:

    1. Hastaya hafifçe gözlerini kırpması söylenir.
    2. Eppendorf pipet ile alt konjonktiva kesesinden gözyaşı çekilir.
    3. Örnek, steril tüpe aktarılır ve hızla soğutulur.

    📌 Avantajları:

    • Doğal gözyaşı kompozisyonu korunur.

    📌 Dezavantajları:

    • Düşük hacim elde edilebilir.
    1. Santrifüj İşlemi (Örneğin İşlenmesi ve Hazırlanması)

    Gözyaşı, hücresel kalıntılardan ve partiküllerden arındırılmalı ve analiz için hazırlanmalıdır.

    📌 Protokol:

    1. Gözyaşı örneği, düşük sıcaklıkta saklanan steril bir mikro-tüpe konur.
    2. 4°C’de, 3000-5000 RPM hızında, 10-15 dakika santrifüj edilir.
    3. Üstte kalan şeffaf süpernatan (sıvı kısım) pipetle alınır ve yeni bir tüpe transfer edilir.
    4. Analiz edilene kadar -80°C’de saklanır (uzun süreli depolama için).

    📌 Santrifüjün Amacı:

    • Büyük hücresel partikülleri ayırmak (epitel hücreleri, lökositler, mukus gibi).
    • Örnek stabilitesini artırmak ve biyomarker analizine uygun hale getirmek.
    1. Analiz Aşaması: Spesifik IgE ve Biyomarker Testleri

    Santrifüj sonrası saflaştırılan gözyaşı örneği, aşağıdaki analiz yöntemlerinden biriyle incelenebilir:

    1. a) ELISA (Enzim Bağlı İmmunosorbent Testi) (Standart Yöntem)
    • Gözyaşı içine spesifik IgE için kaplanmış mikroplakalar konur.
    • Antijen-antikor reaksiyonu, enzim aracılığıyla renk değişimine neden olur.
    • Mikroplaka okuyucusu ile optik yoğunluk ölçülerek sIgE seviyesi hesaplanır.

    📌 Avantajları:

    • Yaygın olarak kullanılan, güvenilir bir yöntemdir.
    • Düşük örnek hacmiyle çalışılabilir (5-10 µL).
    1. b) ImmunoCAP (Kemilüminesan İmmünoassay) (Yüksek Hassasiyetli)
    • Fluoresan veya kemilüminesan madde bağlanmış antikorlar kullanılır.
    • Örnek içindeki sIgE seviyesi ışık yoğunluğuna göre hesaplanır.
    • Daha düşük sIgE seviyelerini tespit edebilir.

    📌 Avantajları:

    • Daha hassas ve düşük konsantrasyonları tespit edebilir.
    • Tekrarlanabilirliği yüksektir.
    1. c) Multiplex Testler (Çoklu Biyomarker Analizi)
    • Histamin, ECP, IL-4, IL-5, IL-13 gibi biyomarkerlar aynı anda analiz edilebilir.
    • Mikroarray veya Luminex gibi sistemler kullanılır.

    📌 Avantajları:

    • Sadece sIgE değil, inflamatuar belirteçleri de ölçerek kapsamlı analiz sağlar.
    • Özellikle lokal alerjik konjonktivit ve gözyaşı inflamasyonunu değerlendirmede kullanılır.

    Sonuç

    📌 Gözyaşı spesifik IgE testi, lokal alerjik reaksiyonların tespitinde oldukça önemlidir.
    📌 Örnekleme için en yaygın kullanılan yöntemler: mikropipet, Schirmer testi veya sünger yöntemi.
    📌 Santrifüj işlemi, gözyaşını saflaştırmak ve analiz edilebilir hale getirmek için gereklidir.
    📌 ELISA ve ImmunoCAP testleri, sIgE seviyelerini ölçmek için standart yöntemlerdir.

    Leave a comment