Histamin, çeşitli hücre tipleri üzerinde çok çeşitli biyolojik etkileri olan biyojenik bir âmindir. Gastrointestinal sistemde histamin, özellikle enflamatuar reaksiyonlar sırasında nispeten yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Bu biyojenik âmin, düz kas hücreleri, nöronlar, endokrin ve ekzokrin hücreler, kan hücreleri ve bağışıklık sistemi hücreleri dâhil olmak üzere çeşitli hücre tipleri üzerinde etkilidir. Bilimsel araştırmalarda, histaminin alerjik inflamasyon ve anafilaksideki immün yanıttaki rolüne çok dikkat edilmektedir.
Histamin intoleransı, biriken histamin ile histamini parçalama yeteneği arasındaki dengesizlikten kaynaklanır. Sağlıklı insanlarda, eksojen veya diyetle alınan histamin öncelikle bağırsak diamin oksidazlarının (DAO’lar) katılımıyla ortadan kaldırılır. DAO nun yetersiz salınımı (genetik nedeniyle) veya aktivitelerinin inhibisyonu (ksenobiyotikler toksinler veya ilaçlar) insan vücudunda histamin toksisitesi riskini artırır. DAO aktivitesinin azalmasına bağlı olarak histamin yıkımının bozulması ve bunun sonucunda ortaya çıkan aşırı histamin, alerjik reaksiyonu taklit eden çok sayıda belirtiye neden olabilir. Bu makalede histaminin biyolojik etkileri tartışılmaktadır. Histaminin gıda alerjileri, gıda zehirlenmesi, histamin intoleransı, irritabl bağırsak sendromu ve inflamatuar bağırsak hastalığı dahil olmak üzere gastrointestinal bozukluklar üzerindeki etkilerini biliyoruz..
Histamin Zehirlenmesi nedir?
Histamin besinlerle girer. Özellikle uygun olmayan koşullarda saklanan veya mikroorganizmalarla önemli ölçüde kirlenmiş yüksek proteinli besinlerde (balık veya et) içerikleri yüksektir. Balık ve etin bakterilerle doğrudan teması kesme, doğrama ve sebzelerle karıştırma sırasında gerçekleşir. Bazı histamin oluşturan bakteriler sofra tuzuna dirençlidir ve yani tuzlandıklarında, tütsülendiklerinde veya kurutulduklarında aktif olarak histamin üretirler. Histamin üreten bakterilerin bir kısmı vakumlu ambalajlarda canlı kalabilmektedir. Histamin birikimi yüksek ve düşük sıcaklıklara karşı oldukça dirençlidir. Balık ve deniz ürünlerinin tüketimiyle ilişkili toksik reaksiyonların yaklaşık %40’ı tam olarak histamin etkisinden kaynaklanmaktadır. Bu tür vakalar daha çok Scombridae (uskumru, ton balığı) alt takımındaki balıklarla kaydedildiğinden, daha önce “scombroid zehirlenmesi” terimi kullanılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu durumun “histamin zehirlenmesi” olarak etiketlenmesini önermektedir. İlgili belirtiler her saat birkaç dakika sonra ortaya çıkar ve terleme, ağızda ve boğazda yanma, kurdeşen ve kaşıntı, hipotansiyon, taşikardi, baş ağrısı ve baş dönmesi, bulantı, kusma, ishal ve nefes darlığı içerir. Fermantasyon ürünlerinde (peynirler, şarap, konserve yiyecekler, salamura sebzeler ve bazı içecekler) histamin ve serotonin içeriğinde artış görülmektedir. Bilimsel raporlara göre vakaların %98’inde histamin zehirlenmesinin nedeninin balık ve deniz ürünleri tüketimi olduğunu, kalan %2’sinin ise peynir tüketiminden kaynaklandığını ortaya koymuştur.
Histamin İntoleransı Sendromu neden olur? Belirtileri nelerdir?
Bu terim, histaminin etkilerinin bu maddeyi içeren gıdaların tüketimi ile arttığı bir durumu ifade eder. Şiddeti besinlerdeki histamin içeriği ile doğru orantılı olan histamin zehirlenmesinin aksine, histamin intoleransının (HI) nedeni, histamini parçalayan enzimlerin doğuştan veya kazanılmış yani sonradan eksikliği ile ilişkilidir. Edinilmiş DAO eksikliği farmakolojik etkilere veya bağırsak hastalıklarına, özellikle laktaz eksikliği, çölyak hastalığı ve enflamatuar hastalıklara bağlı olabilir. Bağırsak hastalıklarında, DAO eksikliğinin derecesi mukozal hasarın şiddeti, bağırsak geçirgenliği ve karbonhidratların emilim bozukluğu ile doğrudan ilişkilidir.
HI gelişimi, histamin metabolizmasını etkileyen maddeler ve ilaçlar (örneğin alkol ve monoamin oksidaz inhibitörleri) tarafından da kolaylaştırılmaktadır. Avrupalıların yaklaşık %20’si düzenli olarak DAO aktivitesini azaltan ve HI gelişme riskini artıran ilaçlar kullanmaktadır; bu ilaçlar arasında verapamil, klavulanik asit, klorokin türevleri, asetilsistein, amitriptilin, metamizol ve izoniazid bulunmaktadır. Alkol endojen histamin salınımını artırır Bakır, C vitamini ve piridoksin (B6) eksiklikleri DAO aktivitesinin azalmasının olası nedenleri olabilir. DAO aktivitesi ayrıca adet döngüsünün evresine de bağlıdır.
HI oluşumunda önemli bir neden, bağırsak mikrobiyotasının özelliklerine ve sindirim sistemi hastalıklarının doğasında bulunan disbiyoza bağlanır. HI belirtileri olan hastalarda, dışkıda Proteobacteria ve Roseburia miktarlarında artış, artmış bağırsak bariyeri geçirgenliğinin göstergeleri olarak kabul edilen zonulin seviyelerinde artış saptanmaktadır.
HI’nın en sık ve belirgin belirtiler şişkinlik (vakaların %92’si), yemekten sonra dolgunluk hissi, ishal, karın ağrısı ve kabızlık (vakaların %55-73’ü) dâhil olmak üzere gastrointestinal dir. İkinci en sık görülen belirtiler sinir ve kardiyovasküler sistem bozuklukları (baş dönmesi, baş ağrısı ve çarpıntı) ile solunum ve dermatolojik belirtilerdir. HI, atopik egzama ve migrenin altında yatan neden olabilir.
Histamin intoleransı tanısı nasıl konur?
Dünya Alerji Örgütü’nün 2003 tavsiyelerine göre,HI “alerjik olmayan gıda intoleransı” olarak sınıflandırılmalıdır. HI prevalansının %1-3 olduğu tahmin edilmektedir.
Histamin intoleransı tanı kriterleri;
Aşama 1: HI için karakteristik ≥2 klinik belirti varlığında, IgE dışlanmalı – aracılı alerjik reaksiyonlar (deri testleri kullanılarak) ve sistemik mastositoz (serum triptaz aktivitesinin incelenmesi) ve sindirim sisteminin eşlik eden hastalıkları değerlendirilmeli, tıbbi öykü (DAO’yu inhibe eden ilaçların alınması) değerlendirilmelidir.
- Aşama: 4-8 hafta boyunca hastalar, mevcut tüm belirtilerini kaydederek histamin açısından düşük bir diyete uymalıdır.
3.Aşama; Kan serumu örneklerinde veya bağırsak biyopsisinde DAO aktivitesinin belirlenmesi, oral histamin challenge testi, histamin ile deri prick testi (50 dakika içinde değerlendirme), DAO’nun genetik testlerinin araştırılması, idrar ve dışkıda histamin yıkım ürünlerinin incelenmesi dâhil olmak üzere laboratuvar teşhisleri yapılmalıdır
Histamin İntoleransı için Tedavi Prensipleri
Histamin intoleransı (HI) tedavisinin temeli, düşük histamin içeriğine sahip gıdalara dayalı bir eliminasyon diyetidir. Genel olarak kabul edilmiş diyet kılavuzları geliştirilmemiştir; ancak sert ve yarı sert peynirler, yağlı balıklar ve kabuklu deniz ürünlerinin yanı sıra çiğ fermente et ürünleri, salamura sebzeler, fermente soya ürünleri, şarap ve bira, tavuk yumurtası, çikolata ve mantar tüketiminden kaçınılması önerilmektedir. Et ve balık sadece taze ise yenebilir. Ayrıca, endojen histamin salınımını uyaran sebze ve meyvelerden (ıspanak, domates, turunçgiller, çilek, patlıcan, avokado, papaya, muz, kivi, ananas ve erik gibi) kaçınılmalıdır. Enterik kaplı domuz böbreği ekstrelerine dayanan DAO içeren gıda katkı maddeleri geliştirilmiştir vegan formları ülkemizde mevcuttur. Bu takviyelerde Baklagil filizleri de DAO kaynağı olarak kullanılmaktadır Eliminasyon diyetinin etkinliği klinik çalışmalarda kanıtlanmıştır. 4 haftalık uygun beslenmeden sonra, vakaların %33-100’ünde gastroenterolojik ve dermatolojik belirtilerin şiddetinde azalma ve migrenin ortadan kalktığı görülmüştür. Diyetle ilgili olarak, bazı hastalar DAO’nun plazma aktivitesinde bir artış göstermiştir DAO ile takviyenin de HI hastalarının yaşam kalitesini iyileştirdiği bulunmuştur.
HI, gluten intoleransı ve disakkaridaz eksikliği ile birlikte görülebilir. Bu durumda glütenin kısıtlandığı bir eliminasyon diyeti gösterilmiştir.
HI düzeltmesi için ilaç şemaları, histamin reseptör blokerleri, mast hücre membran stabilizatörleri ve antihistaminik aktiviteye sahip diğer ilaçların kullanımına dayanmaktadır. Bu bağlamda, özellikle ebastin (Kestin®) en etkili olanlardır. Bu ilacın 12 hafta boyunca günlük 20 mg dozunda alınması, IBS-D hastalarının %46’sında klinik remisyonla sonuçlanmıştır; ancak.
Mast hücre zarı stabilizatörleri (disodyum kromoglikat ve ketotifen) Günlük 800 mg dozunda kromoglikat disodyum 4 haftalık uygulamadan sonra fonksiyonel dispepsi sendromu ve IBS-D hastalarının %30-40’ında karın ağrısı ve diyareyi önemli ölçüde azaltmıştır.
Ketotifen(zatiden) geniş bir etki yelpazesine sahiptir.Günlük 2 mg dozunda, 4 haftalık uygulamadan sonra, bu ilaç 4-6 aylık bir tedavi süresiyle IBS-D hastalarının yaklaşık %50’sinde klinik iyileşme sonuçlanmıştır. .
Antihistaminik aktiviteye de sahip olan antidepresan olan Mirtazapin (Remeron®), HI ve IBS-D hastalarını tedavi etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Günlük 30-60 mg dozda 3 hafta uygulandıktan sonra vakaların yaklaşık %60’ında dışkı bozukluklarını ve karın ağrısını ortadan kaldırdığı bulunmuştur. Tedavi süresi 4-6 ay olmuştur.
C vitamini HI’yı düzeltmek için yardımcı olarak kullanılmıştır. Günlük 300-500 mg doz Doğal flavonoidler ( kuersetin),mast hücre degranülasyonunu inhibe eder.
HI hastaları için klinik bakım genellikle düşük histaminli diyetle sınırlıdır. DAO enzimi ile oral takviye gıdalardan histamini elimine etme kabiliyetini artırmak için kullanılır. Bitkiler de dâhil olmak üzere DAO enziminin yeni kaynaklarını tanımlamak için araştırmalar devam etmektedir.
Leave a comment